- tatsızlık
- تفاهةحقارةسخافة
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
tatsızlık — is., ğı 1) Tatsız olma durumu 2) mec. Hoşa gitmeyen, can sıkan davranış veya durum Düğün sahipleri erkenden tatsızlık çıkacağını gördüler, gidip delikanlılara yalvardılar. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler ağız tatsızlığı Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatsızlık çıkarmak — hoşa gitmeyen, can sıkıcı, gergin bir duruma sebep olmak Çoktandır aramızda tatsızlık çıkardığım yoktu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
MELAHA (MÜLUHA) — Tatsızlık, tuzsuzluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
atlatılmak — nsz, den Atlatma işi yapılmak veya bu işe konu olmak Bu ilk tatsızlık işte böyle kolayca atlatıldı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatsızlaşmak — nsz 1) Tadı azalmak, tadı kalmamak 2) mec. Tatsızlık etmeye veya tatsız bir durum almaya başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanşamak — nsz, hlk. Gevezelik etmek, tatsızlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zehretmek — i, der, Far. zehr + T. etmek Tatsızlık çıkarıp üzüntüye yol açmak, bunaltmak, acı vermek, sıkmak, üzmek Hayatımın sonuna kadar böyle her günümü zehredemem. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
erkeklik sende kalsın! — karşısındakinin yakışıksız davranışına uyup da tatsızlık çıkarma, efendice davran! anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
şekerâb — (F.) [ باﺮﮑﺵ ] tatsızlık, kırgınlık … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MERARET — Acılık. Tatsızlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEFAHE — Horluk, hakirlik. * Tatsızlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük